8 Mart 2010 Pazartesi
15 Eylül 2008 Pazartesi
Taksiciler
Beşiktaştayım iftar olmuş malum belediye otobüsü dolmuşlar çalışmaz... Eve taksiyle gidelim dedim birine el attık Kurtuluş dedik gitmem dedi indik biraz yürdük Resülün evine doğru birine el attık bindim Kurtuluş dedim abi burdan oraya yol yok dedi nasıl yok ya dedim yok dedi iyi abi para kazanmak istemiyorsan hadi güle güle dedim indim,
bir başkasına bindim oda bir önceki gibi gibi konuştu ve sen yanlış şerittesin karşıya geçeçksin dedi sanki E-5 ya da TEM ondan da indim artık yürüye yürüye Resül'ün evine glemiştim amacımız Taksim'de buluşmaktı ama evinde buluştuk....
Bu taksiciler en patron adamlar ya istediğini alır istemediğini almaz, yakın yer olur almaz, uzak yer,ters yer olur almaz, trafik olur almaz, yağmur yağar almaz yağmur yağdığında neden almadıklarının kendileri bile bilemez ya neyse uyuzum uyuz
bir başkasına bindim oda bir önceki gibi gibi konuştu ve sen yanlış şerittesin karşıya geçeçksin dedi sanki E-5 ya da TEM ondan da indim artık yürüye yürüye Resül'ün evine glemiştim amacımız Taksim'de buluşmaktı ama evinde buluştuk....
Bu taksiciler en patron adamlar ya istediğini alır istemediğini almaz, yakın yer olur almaz, uzak yer,ters yer olur almaz, trafik olur almaz, yağmur yağar almaz yağmur yağdığında neden almadıklarının kendileri bile bilemez ya neyse uyuzum uyuz
3 Eylül 2008 Çarşamba
En Büyük Fanatikten çalım
Hapishane Ziyaretleri
Genelkurmay Başkanlığı, Kocaeli ili Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin, cezaevindeki Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'u Genelkurmay adına ziyaret ettiğini açıkladı...
Refahyolu döneminin adalet bakanı Şevket KAZAN Sivas katliamından dolayı hapishanede olan sanıkları ziyaret etti...
Aradaki farkları bulun...
Refahyolu döneminin adalet bakanı Şevket KAZAN Sivas katliamından dolayı hapishanede olan sanıkları ziyaret etti...
Aradaki farkları bulun...
1 Eylül 2008 Pazartesi
Denizde Şaka OLmaz:)))
İyi haftalar iki günlük ayrılıktan sonra tekrar birlikteyiz. Hafta sonu Burgazada'da denizdeydim.
Cumartesi günü denizde ilişkilerinin ilk kilometrelerinde olan bir çift deniz yatağında takılıyorlardı. Kız deniz yatağında yüzüstü duruken erkete denizden el şakası yapıyorlardı :) tam bu sırada delikanlı genç kızımızın bikinisini tutan bağı çözdü:) Gögüsler fora gayet güzeldi :P Neyse biraz önce geçmiş olan deniz otobüsünün dalgası geldi ve bikiniyi aldı götürdü kız hemen deniz yatağında kendini denize attı ve biryandan çoçuğa çabuk onu bul yoksa seni öldürüm aptal gerizekalı diye hafiten bağırıyordu.Çoçukta ne yapasın o dalgaların arasında bikini bulmaya çalışıyordu tabi kimseye söylemiyordu bikiniyi yakalarmısınız diye ve en sonunda sular durunca yakaladı. Çiftimiz rahatlamıştı ve suyun içinde bağladırlar tabi gidene kadar kızımız trip yaptı çoçuğa artık gönülün nasıl alır bilmem.
Uzun lafın kısası denizde şaka olamaz...
Cumartesi günü denizde ilişkilerinin ilk kilometrelerinde olan bir çift deniz yatağında takılıyorlardı. Kız deniz yatağında yüzüstü duruken erkete denizden el şakası yapıyorlardı :) tam bu sırada delikanlı genç kızımızın bikinisini tutan bağı çözdü:) Gögüsler fora gayet güzeldi :P Neyse biraz önce geçmiş olan deniz otobüsünün dalgası geldi ve bikiniyi aldı götürdü kız hemen deniz yatağında kendini denize attı ve biryandan çoçuğa çabuk onu bul yoksa seni öldürüm aptal gerizekalı diye hafiten bağırıyordu.Çoçukta ne yapasın o dalgaların arasında bikini bulmaya çalışıyordu tabi kimseye söylemiyordu bikiniyi yakalarmısınız diye ve en sonunda sular durunca yakaladı. Çiftimiz rahatlamıştı ve suyun içinde bağladırlar tabi gidene kadar kızımız trip yaptı çoçuğa artık gönülün nasıl alır bilmem.
Uzun lafın kısası denizde şaka olamaz...
29 Ağustos 2008 Cuma
Rusya ABD Türkiye Gürcistan....
Gürcistan iyi dolduruşa gelip Rusyanın istemediği bahçeye girdi ee bir güzelde benzetti Rusya üstüne birde Gürcistanın bahçesinden pay aldı.Gürcistan AB ve ABD'nin iyi dolduruşuna gelmiş ne kadar top tank tüfek versler etin budun ne Rusya karşısında.
Herneyse adamlar birbirlerini yerler olan insanlara olur.
Türkiye ABD RUSya arasında çok iyi satranç oynamalı ki başaracak kapasitesi varda aklı yok.
ABD yardım bahanesiyle gemi gönderdi Rusya kızdı bende kızarım kardeşim yardım gemisi muhrip olurmu.Neyse Rusya bunu açısın yavaş yavaş çıkarıyor ilk etapta ihraç ürünleri gümrük kapılarında bekliyor daha çok bekler...
Kışın ise farklı senrayo devreye girecek doğalgaz, yardımcı rolde olan İran doğalgazı kesecek biz Rusyadan parasıyla değil mi diyerek almaya çalışacağız ama Rusyada satmıyacak yada tam tersi olabilir Rusya vermez İrana gideriz... Birde bizim doğalgaz depomuz yok girmeye çalıştığımız AB ülkerinin pek çoğunda Almanaya İngiltere Fransada 2-3 ay yetecek şekilde depolar, bizde ise projeden ileriye gidilmedi.
Burda Botaş olsun İgdaş olsun artan doğalgaz talebini karşılmaka için doğalgaza hava basacak ve biz ısınmak için daha fazla doğalgaz harcayıp daha fazla para harcayacağız. Kısaca olanlar gene bize olacak üşüyeceğiz cebimizden daha fazla para çıkacak her zaman ki gibi kazıklanacağız
Herneyse adamlar birbirlerini yerler olan insanlara olur.
Türkiye ABD RUSya arasında çok iyi satranç oynamalı ki başaracak kapasitesi varda aklı yok.
ABD yardım bahanesiyle gemi gönderdi Rusya kızdı bende kızarım kardeşim yardım gemisi muhrip olurmu.Neyse Rusya bunu açısın yavaş yavaş çıkarıyor ilk etapta ihraç ürünleri gümrük kapılarında bekliyor daha çok bekler...
Kışın ise farklı senrayo devreye girecek doğalgaz, yardımcı rolde olan İran doğalgazı kesecek biz Rusyadan parasıyla değil mi diyerek almaya çalışacağız ama Rusyada satmıyacak yada tam tersi olabilir Rusya vermez İrana gideriz... Birde bizim doğalgaz depomuz yok girmeye çalıştığımız AB ülkerinin pek çoğunda Almanaya İngiltere Fransada 2-3 ay yetecek şekilde depolar, bizde ise projeden ileriye gidilmedi.
Burda Botaş olsun İgdaş olsun artan doğalgaz talebini karşılmaka için doğalgaza hava basacak ve biz ısınmak için daha fazla doğalgaz harcayıp daha fazla para harcayacağız. Kısaca olanlar gene bize olacak üşüyeceğiz cebimizden daha fazla para çıkacak her zaman ki gibi kazıklanacağız
28 Ağustos 2008 Perşembe
Match Point
Hayatta şans faktörü daha güzel anlatılamazdı. Topun filenin ne tarafına düştüğü hayatınızı tamamen değiştirebilir, işin kötüsü bunun bu kadar basit olduğunu çoğu zaman kabullenmek istemeyiz bazen top hep kendi sahanıza düşer ama maçı kazanırsınız, kimileri de ne kadar sert servis atarsa atsın maç sayısını asla alamazlar.
Woody Allan’ın filmde Dostoyevski'nin Suç ve Ceza’sına ve Karamazof Kardeşlere bir gönderme var. Yalnız bas karakterin Suç ve Ceza okumasıyla ilgili değil tabii. Filmin bas karakteri de Raskolnikov gibi, bir cinayet işlemiştir.. bunun nedeni de görünürde olduğu gibi maddi sebeplere dayanır. Fakat Dostoyevski’nin Suç ve Cezasında, Raskolnikov’un bunu yapma nedeni biraz sisteme karşı olmayla alakalıdır.. filmde ise, cinayeti isleyen bas karakter bunu yapar çünkü sistemin bir parçası olmak istemektedir, hatta olmuştur da. Bu konumunu devam ettirmesi ise işleyeceği cinayete bağlıdır. Bununla birlikte filmdeki bas karakter de, cinayeti islerken ek olarak bir cinayet daha işlemiştir, tıpkı Raskolnikov gibi yalnız şöyle bir fark da vardır ikisi arasında raskolnikov vicdanına yenik düşerken, filmdeki karakter cinayetten sonra, vicdanıyla yüzleşse de bu savaştan galip çıkar..
Tempo bakımından zaman zaman başarılı bir şekilde adeta vites değiştirdiği film. Özellikle gerilimin arttığı sahnelerde karakterlerin ne yapacağının tahmin edilememesi, tekrar düşünmemize neden olmaktadır. Oyuncular arasında da ben bu isi beceremiyorum, kabiliyetsizin allahiyim diye bağıran kimse yoktu..nitekim Londra’yı fona yerleştirmiş, Londra’nın aristokrat kesimini ve onların o çok pahalı ama rutin hayatlarını (insan bütün hayatini en lüks localarda opera/bale/tiyatro izleyerek, sergi gezerek, tenis oynayarak geçirirse bunlar özelliklerini yitiriyor sanki) bir kefeye koyuyor, Amerikalı acayip aktristi -Scarlett Johansson oluyor pek tabii bu- diğer kefeye... Sonrası bir tenis maçı misali devam edip giden olaylar... ask üçgenleri... çekici Londra görüntüleri... sloane square'de tiyatroda seçmelerine gidiyor mesela acayip aktrisimiz.. bir de big ben çekimi var ki ısrarla kulenin saatini göstermemiş Allen bey gülümseyerek izledim, zamanında kardeşimi aynen böyle big ben önünde, saati göstermeden çektiğim kareyi hatırladım çünkü!!
Ve yüzük tenis topu gibi fileye çarpıp kendi sahasında düştüğünde maçı kaybettiğini düşündük ama sayıyı veren taraf maçı kazandı.
Woody Allan’ın filmde Dostoyevski'nin Suç ve Ceza’sına ve Karamazof Kardeşlere bir gönderme var. Yalnız bas karakterin Suç ve Ceza okumasıyla ilgili değil tabii. Filmin bas karakteri de Raskolnikov gibi, bir cinayet işlemiştir.. bunun nedeni de görünürde olduğu gibi maddi sebeplere dayanır. Fakat Dostoyevski’nin Suç ve Cezasında, Raskolnikov’un bunu yapma nedeni biraz sisteme karşı olmayla alakalıdır.. filmde ise, cinayeti isleyen bas karakter bunu yapar çünkü sistemin bir parçası olmak istemektedir, hatta olmuştur da. Bu konumunu devam ettirmesi ise işleyeceği cinayete bağlıdır. Bununla birlikte filmdeki bas karakter de, cinayeti islerken ek olarak bir cinayet daha işlemiştir, tıpkı Raskolnikov gibi yalnız şöyle bir fark da vardır ikisi arasında raskolnikov vicdanına yenik düşerken, filmdeki karakter cinayetten sonra, vicdanıyla yüzleşse de bu savaştan galip çıkar..
Tempo bakımından zaman zaman başarılı bir şekilde adeta vites değiştirdiği film. Özellikle gerilimin arttığı sahnelerde karakterlerin ne yapacağının tahmin edilememesi, tekrar düşünmemize neden olmaktadır. Oyuncular arasında da ben bu isi beceremiyorum, kabiliyetsizin allahiyim diye bağıran kimse yoktu..nitekim Londra’yı fona yerleştirmiş, Londra’nın aristokrat kesimini ve onların o çok pahalı ama rutin hayatlarını (insan bütün hayatini en lüks localarda opera/bale/tiyatro izleyerek, sergi gezerek, tenis oynayarak geçirirse bunlar özelliklerini yitiriyor sanki) bir kefeye koyuyor, Amerikalı acayip aktristi -Scarlett Johansson oluyor pek tabii bu- diğer kefeye... Sonrası bir tenis maçı misali devam edip giden olaylar... ask üçgenleri... çekici Londra görüntüleri... sloane square'de tiyatroda seçmelerine gidiyor mesela acayip aktrisimiz.. bir de big ben çekimi var ki ısrarla kulenin saatini göstermemiş Allen bey gülümseyerek izledim, zamanında kardeşimi aynen böyle big ben önünde, saati göstermeden çektiğim kareyi hatırladım çünkü!!
Ve yüzük tenis topu gibi fileye çarpıp kendi sahasında düştüğünde maçı kaybettiğini düşündük ama sayıyı veren taraf maçı kazandı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)